• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
ATEŞNET
SİTE HARİTASI

Kayınvalide Sorunlarını Azaltmak İçin Erkek Ne Yapmalı?

Kayınvalid​e Sorunların​ı Azaltmak İçin Erkek Ne Yapmalı?

     Geçtiğimiz haftaki "Erkeğin İdare Etmesi Gereken Üç Kadın" başlıklı yazısı büyük ilgi gören Sema Maraşlı bu yazısında ise erkeğin bu üç kadına ezilmeme önerilerini sıralıyor!
     Geçen hafta erkeğin "annesi, karısı ve kayınvalidesi" olmak üzere "Erkeğin İdare Etmesi Gereken Üç Kadın" başlıklı bir yazı yazmıştım. "Devam edeceğiz." demiştim. Sorunu yazdık, çözümler üzerinde biraz kafa yoralım. Erkeğin üç kadının ortasında, kendini ezdirmeden ve onlardan birini ezmeden, idare edebilmesi için bazı bilgilere ve de taktiklere ihtiyacı vardır.
     Gelin-Kayınvalide sorunlarını azaltmak için erkeğin annesine karşı yapması gerekenler: 
İlk adım: 
     Başta işi sağlama alın. Evlilik öncesi anne ve babanızla oturup ciddi bir konuşma yapın. Bir aile kurulduğunun ve o ailenin reisinin siz olmanız gerektiğini anlatın.
     Artık onların küçük çocuğu olmadığınızı ve asla eşinizin yanında sert söz, azar duymak istemediğinizi söyleyin. "Siz beni saymazsanız eşim hiç saymaz. Özellikle eşimin yanında bana değer verdiğinizi gösterin." deyin. Anneler evlatlarının büyüdüklerini kabul etmekte zorlanıyorlar. Evlenen çocukları üzerinde etkili olmaya çalışıyorlar bu da erkeğin kendi evini idare etmesini zorlaştırıyor.      
İkinci Adım: 
     Ailenizde karar yetkisinin size ait olması gerektiğini anlatın. Onlara saygı duyduğunuzu; fakat eşiniz ve evliliğiniz ile ilgili kararları sizin vermeniz gerektiğini söyleyin. İyi niyetli de olsa ailenin karışması ilerde pek çok sorunlara sebep oluyor. Bazen kayınpederler çoğunlukla kayınvalideler gelin tarafından sevilmek için çok toleranslı davranabiliyorlar, oğullarının istemediği rahatsız olduğu pek çok konuda geline destek oluyorlar.
     Gelinin gidip geleceği yerler ya da çalışma hayatı gibi konularda gelinden yana olup oğullarının itirazlarını dikkate almıyorlar. "Biz izin verdik" diyebiliyorlar. Erkek bu kadın dayanışması karşısında yalnız kalabiliyor. Bu durumun risklerini en başta aileniz ile konuşun. Sonunda iki kadının birbirine düşman olma ihtimali yüksektir. Annenizle aynı evde bile yaşıyor olsanız, eşiniz ile ilgili konulara annenizi karıştırmayın. Herkes duracağı yeri bilsin.
Üçüncü adım: 
     Annenize eşinizi övmeyin. Anneniz de bir kadındır ve kadınların erkeklerden daha fazla yaşadığı kıskançlık sorunundan beri değildir. Hatta oğlunu başka bir kadınla paylaşmak durumunda olduğu için kıskançlığı oldukça yüksek dozlarda olabilir.
     Her ne kadar anne sevgisi ve eş sevgisi çok ayrı şeyler olsa da; anne oğlunun başka bir kadını kendinden daha çok sevme ihtimalini bile sevmez ve rahatsız olur. Bu yüzden anneyi kıskandıracak davranışlardan uzak durmak gerek. Annenizin yanında eşinize fazla muhabbet gösterisinde bulunmayın.
     Annenize evlilik öncesi eş adayınızı ve evlilik sürecinde eşinizi çok övmeyin, eşinizin meziyetlerini sayıp dökmeyin. Mesela: Eşiniz istediği kadar güzel yemek yapsın, bunu annenize anlatıp kıskandırmanın kimseye bir faydası yok, o her zaman oğlunun onun yemeklerini daha çok sevdiğini ve beğendiğini düşünmekten mutlu olacaktır. Bırakın öyle bilsin.
Dördüncü Adım: 
     Annenize eşiniz ya da ailesini savunmayın. Anneler oğulları ile dertleşmeyi, gelinin arkasından konuşmayı severler. Anneniz eşinizi eleştirdiğinde eşinizin iyi yönlerini sayarak, eşinizi annenize sevdirmeye çalışmayın. Bu onu sadece kızdırır ve gelinden iyice soğumasını sağlar. Annenizin eleştirileri karşısında eşinizi savunmanız onun: "el kızını bana tercih ediyor" diye düşünmesine sebep olacak ve işin tuhaf tarafı, size değil geline kızgınlık besleyecektir.
     En basitinden bir kaç örnek: Anneniz "eşin pek temiz değil" dedi. "anne ne yapsın çocuklar var, elinden geleni yapıyor, ancak yetişebiliyor" gibi savunma cümlelerine falan başlamayın. "Tamam anne, ben onunla konuşurum, biraz daha temizliğe dikkat etmesini söylerim." gibi bir cümle kurup geçiştirin. Tabi eşiniz yanınızda yoksa. Eşiniz yanınızdayken anneniz onu eleştirirse durum daha vahim. Bu durumda hiç konuşmamak ve ortamı terk etmek, daha sonra iki kadınla ayrı ayrı konuşmak daha doğrudur.
Beşinci Adım: 
     Evlendikten sonra annenizi bol bol takdir edin. Özellikle eşinizi eleştirdiği konularda kendi farkının görülmesini istiyor ve takdir bekliyordur. Böyle bir eleştiri karşısında "Anne senin gibi mükemmel bir kadın olması mümkün değil." "Senin gibi lezzetli yemekler yapamıyor, senin gibi hamarat değil." gibi içini ferahlatacak bir kaç cümle söylemeniz onu çok rahatlatacaktır. Ve gelinle ilişkisini daha iyi tutacaktır, nasıl olsa gelin geriden geliyor ve onun kadar olamıyor.
     Bunlar yalana girmez; aile hayatında böyle şeylerin söylenmesi takdir ve iltifata girer. Kadınlar gerçeği duymaktan çok hoşlanmazlar, onlar sadece duymayı bekledikleri şeyi duymak isterler. Rabbimiz de "anne babaya güzel söz söyleyin" buyuruyor.
     Kadınların en çok duymaktan hoşlandıkları "haklısın" sözcüğüdür. Kadınlar her durumda haklı çıkmak isterler, zaten hep haklı olduklarına inanırlar. "Haklısın anne, söylediğin konulara dikkat edeceğim." Yalnız annenizin sözlerinin klasik bir kadın kıskançlığı olma ihtimali de olduğu için her dediği şeye dikkat etmeyin. Fakat her sözünü de kulak ardı etmeyin, süzgeçten geçirip bakın öyle karar verin, bazen size evliliğiniz ile ilgili doğru adımları da gösteriyor olabilir.
Altıncı Adım: 
Annenize evinizin reisi olduğunuzu gösterin. Erkek annelerinin en büyük   korkusu oğullarının gelin tarafından idare edilmesidir. Kadınlar kendi evliliklerinde kocayı idare etmeyi, ona hükmetmeyi pek severler; fakat iş oğullarına geldiğinde oğullarının gelinin emrine girme ihtimalinden bile çok korkarlar.
Oysa kendileri evde kocaları üzerinde otorite olarak, oğullarına çok kötü örnek olmuşlardır; fakat bunun farkında olmazlar. Kocalarını kuzuya çevirmiş kadınlar, oğullarının aslan gibi koca olmasını beklerler. "Erkek dediğin şöyle olmalı, böyle olmalı" diye nutuk atarlar.  Kuzu bir baba modeli gören bir erkeğin, aslan gibi koca olması biraz zordur. Bunun için erkeğin özel gayret sarf etmesi ve farkındalığını artırması lâzım.
Pek çok erkek, farkında olmadan kendi ailesinin yanında, karısına biraz sert davranır. Evinde kendi işini yapan hatta eşine yardım eden adam, ailesinin yanına gidince, oturup bekler; karısından bir şeyler yapmasını ister. Evinde emrederek konuşmayan erkek, ailesinin yanında karısıyla daha emrivaki konuşur. Erkek bunu bilinçli yapmadığı için karısı söylediğinde kabul etmez.
Kadınlar da kocalarını ailesinin yanında ki bu değişim haline acayip sinir olurlar. "Evde ne derse desin; ama başkalarının yanında hele ki kayınvalidenin yanında çok iyi davransın isterler. " Çünkü bilirler ki kayınvalide onu kıskanıyor, bu kıskançlığı körüklemek gelinlere keyif verir çoğu zaman. Oysa kıskançlık her zaman karşıdakine zarar verir.
     Kayınvalideyi kıskandırmanın kimseye faydası yoktur, tam aksi zararı dokunur. Annelerin oğlunun evinin reisi olması arzusunda bir sorun yok; fakat bunun için gösterdikleri yol  yanlış olabilir. Bu da annenin aklına, hayata doğru noktadan bakıp bakmamasına göre değişir.   Huysuz bir anneniz varsa onun "Şuna izin ver buna izin verme, çok para verme, karına çok yüz verme, sert davran, yoksa seni dinlemez." gibi öğütleri olabilir, bunları sakın ciddiye alıp evlilik hayatınızda uygulamaya çalışmayın. Annelerin oğullarının geline karşı söz hakkı üstünlüğü olmasını istemelerinde bir sebep de yaşlandıklarında oğullarının evinde kalabilmeleri ve hatırlarının sayılabilmeleri arzusundandır.
Burada önemli olan nokta erkeğin annesini kırmadan, annesinin sözüne bakarak eşine haksızlık etmeden durumu kurtarmasıdır.
     Gelin -Kayınvalide sorunlarını azaltmak için erkeğin eşine karşı yapması gerekenler:
Birinci Adım:
     Annenizin hatalarını kabul edin. Kadınların bu konuda en büyük şikayetleri kocalarının annelerinin hatalarını görmüyor oluşları.
     Erkekler annelerinin hatalarını görürler; fakat eşlerine itiraf etmek istemezler. Erkek annesinin hatasını kabul ederse, eşinin annesine kızgınlığının artacağını düşünür. Oysa kadın, kocası annesini savundukça, hatalarını örtmeye çalıştıkça daha da kızgınlaşır. Bu durumda kadın eşine annesinin hatasını göstermeyi kendine iş edinir. Bu yüzden karınız annenizin hatalarını söylüyorsa, (saygı sınırlarını aşıp hakaret etmeden) eşinizi dinleyin ve annenizin hatalarını kabul edin. Ya da kardeşlerinizin. Konu hep anne üzerinden ağırlıklı gidiyor ama diğer yakın akrabalar sorun olabiliyor.
 Eşinizin aileniz ile ilgi sorunlarını dinlemeniz onu rahatlatacaktır. Dinleyin, hak verin ve konuyu kapatın, uzatmayın. Kadın sözünün peşine düşmeyin, konuyu uzatıp, takip etmeyin.
İkinci Adım: 
Eşinizin anneniz ile iyi geçinmesini takdir edin. Kadınların bu konuda bir şikayeti de kocalarının ailesi ile ilgili yaptıkları iyiliklerin güzelliklerin görülmemesi. Bu da kadınların hevesini kırıyor.   Mesela bir hanım şöyle demişti: "Evlendiğim günden beri kayınvalidem ile oturuyorum ve elimden geldiğince ona iyi davranıyorum, saygı duyuyorum. Fakat eşim bir gün takdir etmedi: "Allah razı olsun, anneme hizmet ediyorsun" demedi. Bu beni üzüyor, mecburmuşum gibi davranılınca, kıymet bilinmeyince üzülüyorum."
Kadınlar enerjilerini güzel sözlerden alırlar, bu yüzden erkeklerin güzel söz, iltifat ve takdir cimrisi olmaması lâzım. Güzel sözlerle karınıza destek olursanız, iyilik enerjisi artar.   Eşinizin annenize yaptığı küçük bir iyilik olsa bile, annenize telefonla araması bile olabilir bu:
"Sağol canım, annemle iyi anlaşmaya çalıştığını görünce mutlu oluyorum, sana olan sevgim artıyor. Benim işimi kolaylaştırıyorsun, yükümü azaltıyorsun, çok güzel huylusun, benim güzel karım." gibi iltifatlar kadınların davranışlarını iyi yönde artırmalarına sebep olur.
Damat-Kayınvalide sorunlarına karşı erkeğin yapması gerekenler:
İlk adım:
     Kayınvalideyi başta iyi gözlemlemek gerekir. Aklı başında bir kadın mı? Ailenize faydası mı olur, zararı mı olur. Ne zaman gelip ne zaman gideceğini biliyor mu? Kızını doğru yönlendiriyor mu? İşlerinize karışmaya evinizi idare etmeye çalışıyor mu?
     Zararı olacağını görüyorsanız evliliğin ilk günlerinden itibaren sınırlarınızı belirleyin. Saygı da kusur etmemeye çalışarak evinizi yönetmesine izin vermeyin.
Fakat aklı başında iyi niyetli bir kadınsa ilişkileri daha sıcak ve samimi götürmek, anne evlat gibi olabilmek güzeldir. Tabi bu arada kendi annenizi kıskandırmadan.
İkinci adım: 
Eşinizin ailesinin zor günlerinde muhakkak yanlarında olun. Hastalık, ameliyat, ölüm, maddi sıkıntı... Bu gibi durumlarda destek olun, eşinizi de onların yanında olmasında yardımcı olun.
Üçüncü adım:
     Kayınvalide ile geçinmenin en iyi yolu ona kızını övmektir. Çünkü annelerin en büyük korkusu kızları evlendikten sonra söz duymaktır. Çünkü kız bir hata yaptığında ilk söz "anne terbiyesi almamış" olur. Hatta beddua edilir "Annen seni yetiştirmez olaydı." diye. Bu yüzden kız anneleri övgü duymayı pek severler. Arada bir "Allah razı olsun sizden, karımdan çok memnunum, çok iyi yetiştirmişsiniz." gibi övgülerle anneyi yanınıza alırsanız, eşinizle de işiniz kolay olur.
     Özetlersek, erkeğin özellikle annesinin ve eşinin iyi anlaşması için paylaşılamayan kendisi olduğundan dolayı, iki kadın arasında telef olmamak için Nasreddin Hoca gibi ikisine de ayrı ayrı mavi boncuk verip durumu idare etmesi gerekir. Her zaman yumuşaklık işe yaramayabilir. Yine de anlaşmazlık çıkarsa "One minute" deyip masaya yumruğunu vurması işe yarayabilir.      

Sema Maraşlı - Haber 7


Yorumlar - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam77
Toplam Ziyaret1776936
Hava Durumu

ATEŞ’TEN SÖZLER

AHMET ATEŞ (KENDİSİNE LAYIK GÖRMEDİĞİNİ DOSTLARINADA LAYIK GÖRMEYEN ...). İSTER KULAK VERİN İSTER VERMEYİN. İSTERSENİZ AHMET ATEŞ DE KİM OLUYOR DEYİN. DOĞRU YOLU GÖSTERMEK BİZDEN YÜRÜYÜP YÜRÜMEMEK SİZDEN. Ateş

BU MİLLET ŞUNU İYİ BİLSİN Kİ; TAŞLANMAMAK İÇİN DE OLSA, ASLA MEYVESİZ AĞAÇ OLMAYACAĞIM. Ateş

ATEŞ' İ SEVMEYEBİLİRSİNİZ, SEVMEK ZORUNDA DA DEĞİLSİNİZ. UNUTMAYINIZ Kİ DÜŞMANINIZDAN BİLE ÖĞRENECEĞİNİZ ÇOK BİLGİ VARDIR. Ateş

İNSANIN KENDİ KENDİNE YAPTIĞI KÖTÜLÜĞÜ, BÜTÜN DÜŞMANLARI BİR ARAYA GELSE YAPAMAZ. Ateş

ATEŞ, DÜNKÜ ATEŞ DEĞİL. YARINDA, BUGÜNKÜ ATEŞ OLMAYACAK. Ateş

DEĞİL DOKUZ KÖYDEN KOVULMAK; ONDOKUZ KÖYDEN DE KOVULSAM, DOĞRUYU SÖYLEMEKDEN, DOĞRU OLANI SAVUNMAKDAN VAZGEÇEMEM. Ateş

İNSANLARI GÖRÜNÜŞLERİ İLE YARGILAMAYINIZ, ÇOĞUNLUKLA ALDANIRSINIZ. GÖRÜNÜŞLER İNSANLARI GENELDE ALDATIR. YAKINDAN TANIMADIĞINIZ İNSANLAR HAKKINDA İYİ VEYA KÖTÜ DİYE HÜKÜM VERMEYİNİZ. GÜN GELİR İYİ DEDİĞİNİZ İNSANLAR KÖTÜ, KÖTÜ DEDİĞİNİZ İNSANLAR ÇOK İYİ ÇIKABİLİR. TERCİHLER SİZE AİT AMA SİZ DIŞ GÜZELLİKDEN ZİYADE İÇ GÜZELLİĞE ÖNEM VERİNİZ. Ateş

DOST DOĞRU SÖYLER, YÜZE SÖYLER, SEVİLMEZ. DÜŞMAN ARKADAN SÖYLER, YÜZE GÜLER. BAŞ TACI EDİLİR. BAŞ TACI OLMAK İÇİNDE OLSA; YÜZE GÜLENLERDEN, ARKADAN KONUŞANLARDAN OLAMAM. Ateş

DEĞER VERDİĞİNİZ İNSANLAR SİZ DEĞER VERDİĞİNİZ İÇİN DEĞERLİDİR. OYSA ONLAR KENDİLERİNİ BİR ŞEY SANIRLAR. SİZ DEĞER VERMEZSENİZ BİR HİÇTİRLER AMA BUNU AKILLARINA BİLE GETİRMEZLER. "ŞAİRİN DEDİĞİ GİBİ GÜZELLİKLERİ ON PARA ETMEZ BİZDEKİ AŞK OLMAZSA" Ateş

KIRK GÜN TAVUK GİBİ YAŞAMAKTANSA BİR GÜN HOROZ GİBİ YAŞARIM. Ateş

BU DÜNYA HERKESE YETER. YETERKİ ADAM GİBİ YAŞAMASINI BİLELİM. Ateş

TOPLUMDA KENDİNİ ŞEREFLİ GÖSTEREN ŞEREFSİZLER DÜNYA DÖNDÜKCE VAR OLACAK VE MİDE BULANDIRACAKLARDIR. Ateş

"HER ASALAK BİR SALAĞIN SIRTINDAN GEÇİNİR" İNSAN OLAN NE SALAK NE DE OLUR ASALAK. Ateş

HIRSIZLIK SADECE PARA ÇALMA İLE OLMAZ. ZAMAN PARADAN YERİNE GÖRE DAHA ÖNEMLİDİR. DAKİKALARI PARA İLE ÖLÇEMEZSİNİZ. GASP EDİLEN DAKİKALARIN HESABINI VEREMEZSİNİZ. MİLLET OLARAK BOŞA HARCANACAK NE VAKTİMİZ NE DE BOŞ ZAMANIMIZ VAR. Ateş

"KENDİM ETTİM KENDİM BULDUM KÜL GİBİ KARARIP SOLDUM EYVAH EYVAH" TÜRKÜSÜNÜ ÇALMAMAK İÇİN SİZE DEĞER VEREN DOSTLARINIZA, SİZİ SEVENLERE KULAK VERİNİZ. Ateş

TREN KALKAR GARDAN, KAÇARSA HABER GELMEZ NAZLI YARDAN. TRENDEKİ BİR GÜN AĞLAR, KAÇIRAN HER GÜN AĞLAR. EN İYİSİ TRENİ KAÇIRMAMAK. Ateş

"ZORLA YENEN AŞ YA KARIN AĞRITIR YADA BAŞ". NE YİYEN NEDE YEDİREN ŞİFA BULUR ARKADAŞ. Ateş

GÜZEL HER ZAMAN GÜZELDİR. ÇİRKİNLİK İSE BENİM İŞİM DEĞİLDİR. Ateş

DOST DOSTUN AYNASI OLMALI. AYNA KADAR DOĞRU OLAMIYORSA DOSTUNUM DİYE GEZMEMELİ. Ateş

OTOBÜS KAÇIYOR DEMİŞTİM DİNLEMEDİN. SON PİŞMANLIK FAYDA ETMEZ DEMİŞTİM TINLAMADIN. NE DEDİMSE İLTİFAT DEĞİL, GERÇEK DİYE, HOŞUNA GİTMEDİ. ANLARSIN BİR GÜN DEDİM, DALGA GEÇTİN. İŞ İŞTEN GEÇTİKDEN SONRA ANLARSIN DA, ONU DA BEN ANLAYAMAM. "GEÇER BORUN PAZARI ANCA GİDERSİN NİĞDE'YE." SÖYLEYECEK BİR SÖZÜN OLAMAZ BU DELİYE. Ateş

SEVDİĞİM BİRİSİ "BENİ SENİN KADAR AŞAĞILAYAN HİÇ KİMSE OLMADI" DEMİŞTİ. BIRAKIN AŞAĞILAMAYI İNCİLTMEK AKLIMIN KÖŞESİNDEN BİLE GEÇMEMİŞTİ. OYSA BU KİŞİ DEĞER VERDİĞİM SEVDİĞİM KİŞİLERİN BAŞINDA GELEN BİRİ. DEMEK Kİ DEV AYNASI OLMAMAK SUÇ OLUYOR. BEN SENİN DÜŞMANIN DEĞİLİM Kİ SENİ OLDUĞUNDAN FARKLI GÖSTEREYİM. BİR GÜN SANA GEREĞİNDEN FAZLA İLTİFAT EDERSEM BİL Kİ O GÜN DÜŞMANIN OLDUĞUM GÜNDÜR. Ateş

"GÜLÜ SEVEN DİKENİNE KATLANIR" KATLANIR DA ÖNEMLİ OLAN DİKENE KATLANIP, GÜLE KAVUŞABİLMEK. Ateş

İSTER ARKADAŞINIZ, İSTER SEVGİLİNİZ, İSTER AÇIK İSTER GİZLİ AŞKINIZ, İSTER DOSTUNUZ, İSTER SIRDAŞINIZ, İSTER ANNE BABANIZ, DEĞER VERDİĞİNİZ KİM OLURSA OLSUN GEREĞİNDEN FAZLA DEĞER VERMEYİNİZ. KENDİ DEĞERİNİZDEN KAYBEDERSİNİZ. Ateş

HER YÜZÜNE GÜLENİ, BOLCA İLTİFAT EDENİ DOST BELLEME. DOST, SEVİLMEME RİSKİNE RAĞMEN; DOĞRU NE İSE ONU SÖYLER, KALPTEN SEVER. ASIL DOST KENDİSİNE REVA GÖRMEDİĞİNİ KARŞIDAKİNE REVA GÖRMEYENDİR. Ateş

GERÇEK SÖZLERDEN KAÇANLAR, GÜZEL, SAHTE VE HOŞ SÖZLERE KANANLAR. ASLA ACI GERÇEKLERDEN KAÇAMAZLAR. Ateş

BENİM İÇİN SIFATINIZ NE OLURSA OLSUN. SİZİ KAYBETMEMEK UĞRUNA ASLA YALANA BAŞVURAMAM. SİZLERİ KAZANMAK İÇİN SAHTEKARLIK YAPAMAM. BENİ SEVEN DÜRÜST OLDUĞUM İÇİN SEVSİN SAHTE İLTİFATLAR İÇİN DEĞİL. SAHTE DOSTLAR VE SAHTEKARLIK BENDEN UZAK OLSUN. Ateş

SEVDİKLERİNİZİ YARGILARKEN OLAYLARA KENDİ CEPHENİZDEN BAKMAYINIZ. ALDANIRSINIZ. KARŞIDAKİNİN YERİNE KENDİNİZİ KOYABİLDİĞİNİZ SÜRECE DOĞRU YARGILAMA YAPABİLİRSİNİZ. Ateş

SİZ, SİZ OLUN, OLMAZ ÖYLE ŞEY DEMEYİN. BİR GÜN OLUR, OLUYORMUŞ DEMEK ZORUNDA KALIRSINIZ. ASLA BİRİNİ KINAMAYINIZ. KINADIĞINIZ OLAYIN, BİR GÜN BAŞINIZA GELDİĞİNİ, GÖRMENİZ HİÇ DE UZUN SÜRMEZ. ALLAH ISLAH ETSİN DEYİP GEÇİN. YOKSA, KINADIĞINIZ OLAYLA KENDİNİZ ISLAH EDİLİRSİNİZ. Ateş

"İLTİFAT; YALANIN SÜSLENMİŞ, KILIF GİYDİRİLMİŞ HALİDİR" İLTİFAT ETMEYİ BİLMİYORUM. ÇÜNKÜ YALAN SÖYLEMEYİ BECEREMİYORUM. Ateş

GERÇEKLER DOĞRU VE ACI OLUR. İLTİFATLAR SAHTE VE YALAN. GERÇEKLERDEN KAÇANLAR, İLTİFATLARA SIĞINANLAR, ACI SONDAN KAÇAMAZLAR. KURTULUŞ GERÇEKLERLE YÜZLEŞMEKDEN, İLTİFATLARDAN UZAK DURMAKDAN GEÇER. Ateş

AŞIRI MAKYAJ GÜZELİ ÇİRKİNLEŞTİRİR ÇİRKİNİ GÜZELLEŞTİRİR. Ateş

DOĞRULAR VE GÜZELLİKLER MALINIZ, ÇİRKİNLİKLER VE KÖTÜLÜKLER ÇÖPÜNÜZ OLSUN. Ateş

SİGARA

OĞUZLAR Mayıs 1994

SİGARA

Ahmet ATEŞ Oğuzlar Gazetesi yazı İşleri Müdürü

İçerken güldürür

Sinsi, sinsi öldürür

İçene kendini kahraman sandırır

Şeytani bir zehri andırır

İnsana kendi kendini yandırır

Sigara içmek suç değil

Bıçak taşımakta suç değil

Fakat bıçak ve tabanca

Bir başkasına zarar verince suç

Peki, sigara bir başkasına zarar verince neden suç sayılmaz? Şimdi sormak gerek aklı ve fikri olan herkese. Hangi insanın bir başka insanı zehirlemeye hakkı var? Sigara içme özgürlüğünü savunan vatandaşlara demezler mi ki içenin içme özgürlüğü varda içmeyenin sigara içmeme özgürlüğü yok mu? Sigara içmeyenin sigara içene bir zararı yok. Peki sigara içenin içmeyene neden zararı olsun. Bir resmi daire veya aile düşünün aynı odayı on kişi paylaşıyor. Bunun beşi sigara içiyor diğer beşi içmiyor. Beş kişinin sigara içme özgürlüğü varda diğer beş kişinin sigara içmeme, zehirlenmeme özgürlüğü yok mu? Sigara içmeyen beş kişinin sigara içen beş kişiye zararı yok da, sigara içen beş kişi niye diğer beş kişiyi zehirlesin.

Sigara içenler içmeyenleri zehirleme hakkını kimden ve nereden alıyorlar?

Anti parantez kimse özgürlükten bahsetmesin özgürlüklerde sınırsız değil sınırlıdır. Çünkü bir kişinin özgürlüğünün başladığı yerde diğer bir kişinin özgürlüğü biter. Bitmiyorsa tecavüz olur. Suç teşekkül eder, cezayı gerektirir.

Anti parantez kimse özgürlükten bahsetmesin özgürlüklerde sınırsız değil sınırlıdır. Çünkü bir kişinin özgürlüğünün başladığı yerde diğer bir kişinin özgürlüğü biter. Bitmiyorsa tecavüz olur. Suç teşekkül eder, cezayı gerektirir.

Birde en çok şundan söz edilir. Yahu sigara içen akciğer kanseri, verem ve diğer hastalıklara yakalanıyor da içmeyen yakalanmıyor mu?

Yakalanıyor: Tabiî ki siz sigara içenlerin sayesinde bir ailede bir kişi sigara içiyorsa diğerlerinin ben sigara içmiyorum demesi gerçek anlamda yalan ve yanlış olur. Sigara içen kişi sadece kendisini zehirlemez evdeki hanımını çocuklarını ve diğer fertlerin hepsini zehirlenmeye mahkum eder, onların yanında sigara içtiği sürece.

Şimdi sorarım size hangi babanın kızını, hangi ananın oğlunu, hangi dedenin torununu,hangi tiryakinin tiryaki olmayanı zehirleme hakkı var?

Medeniyet deyince bazıları çıplaklık sanır, asla. Medeniyet bu ve benzeri durumlarda kendini gösterir. Medeni insan başkalarına ve kendisine saygı duyan insandır. Başkalarının haklarını gasp etmeyen temiz insandır. Hoş görülü insandır. Kendi özgürlüğüne sahip çıktığı kadar başkalarının özgürlüğüne sahip çıkan ona saygı duyan insandır.

Bir düşünür medeniyeti şöyle tarif eder. "Medeni insan karanlık da esnerken sol elinin tersi ile ağzını kapayan insandır" der. Tabiî ki bizde olduğu gibi esnerken küçük dilini karşısındakine gösteren değil.

"Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az"

Kimsenin kimseyi zehirlemeyeceği, kişilerin birbirlerine saygılı olacağı,toplum menfaatlerinin ön plana çıkacağı bencilliğin arka planda kalacağı, hoş görülü medeni toplumlara doğru.

Saygı ve sevgilerimle bir sonraki sayıda buluşmak üzere.

Sevgili okurlar Makalenin yayın tarihine bakarsanız bu günkü sigara ile ilgili kanun konusunun alt yapısını görürsünüz o tarihlerde bu yazıyı kaleme almak yürek, bilek ve cesaret isterdi. İlk sigara kanunu bile (Kanun Numarası : 4207 Kabul Tarihi : 7/11/1996 Yayımlandığı R.Gazete: Tarihi:26/11/1996 Sayı: 22829) bu makaleden 2 Yıl 6 Ay sonra çıkmıştır. O gün dile getirdik iki yıl sonra kısmen bugünse tamamına yakını kanuna konmuştur. Eh sağlık olsun 12 yıl sonrada olsa birşeyler değişmiştir. O gün dalga geçenlere duyrulur.

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.477332.6074
Euro34.596434.7351
Takvim