• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
ATEŞNET
SİTE HARİTASI

Domuz Gribinden Korunma Yolları

Domuz Gribinden Korunma Yolları

     Peki domuz gribinin belirtileri nedir? Nasıl korunulur? İşte o herkesin merak ettiği sorulara yanıtlar;
     DOMUZ GRİBİ BELİRTİLERİ
-Yüksek ateş,
-Göz çukurlarında da hissedilen şiddetli baş ağrısı,
-Boğaz ağrısı,
-Öksürük,
-Genel vücut ağrısı,
-Halsizlik, bitkinlik, üşüme şeklinde...
Bazı domuz gribi vakalarında kusma ve ishalin, ağır vakalarda pnömoni, solunum yetmezliği ve bazen de ölümün görülebildiğine vurgu yapıldı.
Ancak Türkiye'deki son vakada yüksek ateş görülmedi. Domuz gribine yakalanan çocuğun sadece burun akıntısı vardı.
     VİRÜS NASIL BULAŞIYOR?
-En yaygın olarak solunum yoluyla bulaşıyor.
-Virüsü taşıyan kişi öksürüp hapşırırsa, 4 metreye kadar hiç temas etmeseniz bile size bulaşabiliyor.
-Havaya saçılan partiküller havada uzunca bir süre kalabiliyor ve bunların solunmasıyla solunum yoluyla kişiye geçiyor.
     DOMUZ ETİ GÜVENLİ Mİ?
     Beni Yaradan Haram Kılmışsa vardır bir bildiği. Dinim yasaklamış fazla söze gerek yok.(A. ATEŞ)
     ELLERİNİZİ SIK SIK YIKAYIN
-Bunun dışında öksürük ve hapşırık sırasında mikrobun göz mukozasına yerleşerek de hastalık bulaşıyor.
-Eller, yakın temas çok önemli. Bu nedenle hasta kişilerin mutlaka izole edilmesi, toplu bulunulan yerlerden uzak durması, maske takması lazım. Mutlaka sık sık ellerin yıkanması gerekiyor.
     ÖPÜŞMEYE ARA VERİN
-Öpüşmeye, tokalaşmaya biraz ara vermeliyiz. Hastalık bulaştırma bilinciyle, hastaların, öksüren kişilerin maske takması, öksürüp aksırırken mendil kullanmanın alışkanlık haline getirilmesi lazım.
     HASTALIĞA YAKALANINCA ALINMASI GEREKEN İLAÇ
Virüsü almış kişilerde ilk 36 saat içinde tamiflu veya muadili ilaç 5 gün süreyle sabah akşam kullanılabilir, ya da hastalığın görüldüğü yerlerde bulunulduğunda, koruyucu ilaçlar alınabilir. Ama bunlar ithal olduğu için pahalı ilaçlar, herkesin kullanmasına imkan yok.
65 yaş üzerindekilere, kalp akciğer rahatsızlığı, astımı olanlara, romatizmal hastalıklar nedeniyle kortizon kullananlara, kanser tedavisi görenlere, küçük çocuklara öncelik tanımalı.
Gribin aşısı geliştirildi.
     ATEŞİ SAKIN DÜŞÜRMEYİN
Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Münir Büke, yaşlı ve çocuklar dışında ateşin düşürülmemesini öneriyor. Şöyle diyor;
'*65 yaş üzerindeki kalp akciğer rahatsızlığı olan kişilerde, küçük çocuklarda, hamile kadınlarda ateşi düşürelim. Ama sağlıklı olup grip olanlarda ateşi düşürmememiz lazım. Ateş insana rahatsızlık veriyor, metabolizmayı hızlandırıyor, kalp atışlarını artırıyor, ama bunun yanında virüslerin ölümüne yol açıyor ve vücudun direncinde önemli işlev görüyor, bir çeşit savunma mekanizması gibi işliyor.
*Vücut 41 dereceye kadar dayanır, 4 saat kadar 42 dereceye dayanır. Mesela ben grip olduğumda ateşimi daha da yükseltirim ve 5-6 saat içinde bu iş biter. Eskilerin hastayı ''terletme'' metodunun mantığı da budur zaten. (internethaber)

Gripten Korunmanın Basit Yolları
     Dr.Vinay Goyal: Yoğun bakım ve Tiroit uzmanıdır. MBBS, DRM DNB. / 20 yıldan fazla klinik tecrübesi vardır. Mikrobun vücuda giriş noktaları yalnızca burun delikleri, ağız ve boğaz yoluyla olmaktadır. Çok bulaşıcı bir yapıya sahip olmasından dolayı her türlü önleme karşı H1N1 virüsüyle temas etmekten kaçınmak veya korunmak imkânsızdır. H1N1 virüsüyle temas etmek virüsün vücutta çoğalması kadar önemli değildir.
     Sağlığınız yerinde ve H1N1 hastalık belirtileri göstermiyorken virüsün vücutta üremesini, belirtilerin
daha da şiddetlenmesini ve ikincil enfeksiyonların gelişmesini önlemek için dikkatimizi N95 veya tamiflu
gibi ilaçları stoklamaya vermek yerine çoğu bildirgelerde bahsedilmeyen bazı çok basit önlemleri uygulayabiliriz.
     1. Ellerin sıklıkla yıkanması ( Bütün bildirgelerde bahsedilmiştir)
     2. “Ellerinizle yüzünüze dokunmayın” yaklaşımı. Yemek, banyo ve yara bakımı gibi zorunluluklar dışında yüzünüzün herhangi bir yerine dokunmaktan kaçınınız.
     3. Ilık tuzlu suyla günde iki kere gargara yapınız (tuza güvenmiyorsanız listerin kullanınız). H1N1 ‘in boğaz ve burun boşluklarında çoğalıp enfeksiyona sebep olarak karakteristik belirtileri göstermesi için 2 -3 güne ihtiyacı vardır. Sağlıklı bir kişinin ılık, tuzlu suyla gargara yapmasının etkisi hastalığa yakalanmış olan bir kişinin tamiflu kullanması ile aynıdır. Bu basit ucuz fakat güçlü önleyici yöntemi
küçümsemeyiniz.
      4. Yukarıdaki 3. Önleme benzer olarak; Burnunuzun içini en az günde bir kere ılık tuzlu suyla temizleyiniz. *Günde bir kere burnunuzu sümkürün ve sonra ılık tuzlu suya batırılmış pamuk tamponlarla silerek temizleyiniz. Bu yolla burnunuzda bulunak virüs sayısını etkili bir şekilde azaltmış olursunuz.
     5. Narenciye suları gibi C vitamin bakımından zengin olan yiyecekler kullanarak doğal bağışıklığınızı
güçlendiriniz. Eğer ilave olarak C vitamin kullanmak zorunda iseniz emilimi artırmak için mutlaka Çinko ile birlikte alınız.
     6. Bitkisel çaylar, çay, kahve gibi sıcak veya ılık içeceklerden içebildiğiniz kadar çok içiniz. *  Sıcak içecekler içmek gargara yapmakla aynı etkiye sahiptir fakat ters yöne doğru. Sıcak içecekler virüsleri yaşamaları mümkün olmayan ortama sahip olan mideye doğru yıkayarak götürürler. H1 N1 virüsü mide’de çoğalamaz, herhangi bir zarar veremez ve hayatiyetini devam ettiremez.
       Herkesin faydalanabilmesi için bu bilgiyi dostlarınıza ulaştırınız herkese iletiniz.
Sağlıklı günler dileğiyle. Dr.Vinay Goyal

Domuz Gribine Yakalanmaktan Korkuyorsanız Şu Besinleri Tüketmeye Dikkat Edin...

     Kırmızı biber: Portakalda bulunan C vitamininin 2 katını içerir. C vitamini gribin etkisini yüzde 80 oranında azaltabilecek kadar güçlü bir silahtır.
     Yoğurt: İçinde bağırsaklarda mikroplarla savaşan yararlı bakteriler olan probiyotik bulunur. Böylece grip virüsü vücutta barınamaz.
     Yeşil çay: Bağışıklığı güçlendiren “epigallocatechin gallate” isimli kimyasalı içerir. Günde 3 fincan tavsiye ediliyor.  
     Ginseng: ABD’li bilim adamları günde 2 tane 200mg’lık ginseng kökü kapsülü alan insanların grip riskinin yüzde 31 azaldığı belirlendi. Bağışıklığı harekete geçirir.
     Badem: Hastalıklarla savaşan antioksidan E vitamini bakımından zengindir. Gripten korunmak için her gün bir ara öğün olarak 24 tane badem yemeye çalışın.
     Taze patates: İçindeki “beta carote ”, gribe karşı koruma özelliğini verir. Vücutta A vitaminine çevriliyor ve grip tedavisinde önemli rol bir oynuyor.
     Tavuk suyuna çorba: Vücutta mukus üretimini artırarak gribin boğaz ağrısı ve öksürük gibi etkilerini yatıştırmaya yardımcı olur.
      Sarımsak: Sülfür maddesi grip sezonunda bu hastalığa yakalanma riskini 2.5 kat azaltıyor ve virüsü öldürme özelliği de bulunuyor. Taze sarımsak daha etkili.
      Zencefil: İçeriğinde doğal olarak bulunan “gingerol” maddesi, her türlü enfeksiyonu uzakta tutmaya yardımcı. Zencefil çayını tercih edebilirsiniz.
      Ceviz: Antioksidan selenyum soğuk algınlığı, grip ve kansere karşı koruma sağlar. İçindeki selenyum oranı diğer tüm gıdalardan 10 kat oranında daha fazladır.
     Turunçgiller: Önemli bir C vitamini kaynağıdır. Özellikle sigara kullanıyorsanız gribe yakalanma riski daha yüksek olduğu için bol bol C vitamini almanız gerekiyor.
      Bal: Doğal olarak antibakteriyel özelliklere sahiptir. Çaya ya da yoğurda katarak tüketirseniz etkisi daha da güçlü olur.
      Lahana: Ispanak ve lahana gibi koyu yeşil renkli yaprağa sahip sebzeler, bağışıklık sistemini gribe karşı güçlendiren D vitamini bakımından zengindir.
      Mantar: Beta-glucan isimli gribe karşı koruyan bir madde içerir. Bağışıklığın grip virüsünü tanımasını ve onu yok etmek için harekete geçmesini sağlar.
      Yulaf: Lif, E ve B vitamini ayrıca bağışıklık sistemini güçlendiren mineraller ve beta-glucan’lar bakımdan zengindir.
      Elma: Bilim adamları, düzenli olarak elma yiyen insanların gribe yakalanma riskinin azaldığını ortaya koydu. Günlük C vitamini ihtiyacının yüzde 25’ini karşılar.
     Kırmızı et: Bağışıklık sistemini harekete geçirmek için kırmızı et tüketmek gerekiyor. Yetişkinlerin günde ortalama 40-60 gram et tüketmesi tavsiye ediliyor.
      Balık: Omega 3 tüketimini artırarak grip ve benzeri enfeksiyonları uzakta tutabilirsiniz. Haftada 2 porsiyon balık tüketilmeli.
      Soğan: Doğal antibiyotikler içerir. Bunun yanında gribe karşı bağışıklık sistemini güçlendiren “quercetin” isimli bir madde de bulundurur.

Domuz Gribinden Korunma Yolları
     Domuz gribi salgını Türkiye'yi de tehdit ediyor. Peki hastalıktan korunmak için neler yapılması gerekiyor?
     Ünlü iç hastalıkları uzmanı Dr. Jan Klod Kayuka, kabusa dönüşen domuz gribinden korunmak için neler yapılması gerektiğini anlattı
Dr. Jan Klod Kayuka, sıradan bir griple domuz gribinin belirtilerinin çok benzer olduğunu hatırlatarak giriyor söze. İşte bu yüzden ateşiniz yükseldiyse, kuru kuru öksürüyorsanız, vücudunuzda kırıklık ve kas ağrısı varsa, burnunuz da akıyorsa eğer, tek bir adres gösteriyor; hastane...
    Havaalanları, felaket filmi platosu gibi... Herkes bir diğerine şüpheyle bakıyor. Pasaport kontrolü artık tali bir iş. Uçağa binmenin tek yolu var; ateşinizi ölçtürmek. Eğer ki 38 çıkarsa, artık şüphelisiniz! Paranoya almış başını gidiyor, bir yolcu hapşırdı diye Münih-Washington seferini yapan uçak, Boston’a acil iniş yapıyor. Hong Kong’da bir müşterinin ateşi çıktığı için otel bir haftalığına karantinaya alınıyor. İyi ki de alınıyor, zira korkulan oluyor, müşterinin domuz gribi olduğu anlaşılıyor.
Abartı gibi gelmesin kimseye, bu kez salgın tehlikesi her zamankinden daha büyük. Kuş gribi yanında nezle gibi kalıyor, zira domuz gribi insandan insana, hatta insandan domuza bile bulaşabiliyor...
     Şimdi Meksika’dan Hong Kong’a gelen bu hastanın temas ettiği herkes, yani uçaktaki 142 yolcu ve mürettebat, bindiği taksilerin şoförleri teker teker sağlık kontrolünden geçiriliyor... Ama bu bile yeterli değil, çünkü taksilerin bir sonraki müşterisinin kim olduğunu bilen yok. Ve bu H1N1 denen virüs, öyle bir virüs ki, taksinin kapı kolunda bile iki saat yaşayabiliyor. Bunun anlamı açık, kolu tutan salgının kurbanı olabilir.
     Bu yazıyı, öksüre öksüre yazıyorum. Neyse ki içim rahat, Dünya Sağlık Örgütü listesinde henüz Türkiye yok! Şu ana kadar 17 ülkede 787 vaka görülmüş, ama her saat bu sayı artıyor. Bir gün önce 16 olan ölü sayısı, bugün 20... Yarın kaç kişinin öleceğini kimse tahmin edemiyor! Üstelik bu virüsün Meksika’dan çıkıp, İtalya’ya varması sadece bir hafta sürdü. Yani aslında ne benim ne de sizin içiniz rahat olmasın! Bunu felaket tellâllığı yapmak için söylemiyorum, zira H1N1’den korunmak mümkün, yeter ki doktorların tüm uyarılarını dikkate alın.
     Ben bu korkulu salgınla ilgili ne gibi önlemler alacağımızı Alman Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Jan Klod Kayuka ile konuştum. Neden Kayuka derseniz, hemen söyleyeyim, Mehmet Ali Erbil’in dünyada sadece 80 kişide görülen ’Systemic Capillary Leac Sendromu’ hastalığını teşhis ve tedavi eden o... Ufuk Güldemir’in pankreas kanserine yakalandığını eliyle muayene ederek teşhis eden de o... Tuba Ünsal’ın FMF, yani ‘Ailevi Akdeniz Ateşi’ olduğunun teşhisini de koyan o... Çünkü şikayetleri can kulağıyla dinliyor ve klasik hekimliğin muayene ve tanıya verdiği değeri önemsiyor. “Ben ihtisasımı Prof. Suat Efe’nin yanında yaptım. Hocam, fizik muayene denilen klasik muayeneye çok önem verirdi” diyor...
     Dünyayı titreten ve kısa sürede çok daha fazla can alacağı kesin H1N1 Grip A’ya karşı nasıl önlem alabileceğimizi sordum Dr. Kayuka’ya... En basit korunma tedbirlerinden başlayıp, hastalığın belirtilerine tüm ayrıntılarıyla bir korunma reçetesi çıkardı. Çok basit gelebilir bazı uyarıları, ama hiç hafife almayın ve bu yazıyı satır satır okuyun derim...
Domuz gribi nedir?
    Domuz gribi, bildiğimiz diğer griplerden çok farklı bir grip değil aslında, ama daha tehlikeli. Herkesin bildiği grip, ’A ve B influenza’ denilen iki ayrı tip virüsten oluşan bir hastalık. Çok nadir olarak da insanda görülmeyen ’C tipi influenza’ var. Domuz gribi de bu grip tiplerinden biri. Burada önemli olan ’influenza’ dediğimiz bu grip virüsünün tipi ve oluşturduğu mutasyon. Normalde gripler domuzlarda, kuşlarda ve insanlarda daha çok görülüyor; başlangıç noktaları bunlar. Domuz gribinde ise başlangıç domuz olmasına karşılık, virüs domuzdan insana yayıldıktan sonra, mutasyon geçirerek, insandan insana bulaşma yeteneği olan yeni bir virüs ortaya çıkıyor.
     Domuz gribinin kuş gribinden en önemli farkı insandan insana bulaşması değil mi?
     Evet. Kuş gribinde virüsün insandan insana bulaştığı bir-iki vakada söylendi ama henüz ispatlanamadı. Domuz gribinde ise insandan insana bulaşmaya başladı. Bu yüzden de ’pandemi’ dediğimiz, bütün dünyaya yayılma tehlikesi var bu gribin.
     Nasıl bulaşıyor?
     Yani insan domuz gribini ilk olarak domuzlardan alıyor. Böyle kalsa çok da büyük tehlikesi yok, öyle mi?

     Evet. Ama insandan insana bulaşan yeni bir virüs doğdu. Bu çok tehlikeli. Tüm dünyayı etkileyecek salgınlar gelişebilir. Şu anda Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, zaten bu virüs tehlike açısından beşinci aşamada. Altıncı aşamada bütün dünyaya yayılacak seviyeye gelecek demektir.
     Burada başa dönmek istiyorum; herkesin bildiği grip iki ayrı tip virüsten oluşan bir hastalık dediniz... Biraz açar mısınız?
     Vücudumuzda hastalık yapan etkenler birkaç gruba ayrılıyor; bakteriler, virüsler, mantarlar, parazitler. Bunlar vücutta enfeksiyon yapan temel ajanlar. Grip benzeri enfeksiyonu yapan influenza virüsünün A, B ve C tipi var. En çok insanlarda görülen A tipi ifluenza. Yani, her yıl kış aylarında ara ara kendini gösteren, bir hafta, 10 gün hapşırma, öksürük, balgam ve ateşle seyreden klasik bildiğimiz grip tablosu.
     Ya B grubu?
     A grubu insan, domuz ve kuşlarda grip yapıyor. B ise sadece insanda... Ama böyle bildiğimiz klasik, tehlikeli, bütün dünyaya yayılan pandemilere yol açan, çok önemsenen bir grip grubu değil B.
     C grubu peki?
     C, daha çok insanlarda ve domuzlarda mevcut bir virüs tipi. Ama ciddi tehlike oluşturmuyor.
     Domuz yemek riskli mi?
     Biz bugüne kadar hiç domuz gribini duymadık...
     Evet, domuz gribi ilk kez duyuldu. Ama gribin ilk oluşumunda hep kuşlar ve domuzlar var. Bu yıllardır biliniyor; sadece adı yeni ‘domuz gribi’ konuldu. Yoksa daha önceki griplerin de ilk kaynağının domuzlar ve kuşlar olduğu söyleniyor. O yüzden çıkışı çok da farklı değil. Ama domuz gribi, yani H1N1 mutasyonu, yeni oluşan bu tip çok tehlike yarattı. Çünkü insandan insana bulaşma yeteneğini kazandı. Bu yüzden çok önemli hale geldi. Burada bir şeyi hatırlatmakta da yarar var; son zamanlarda Dünya Sağlık Örgütü, ‘Domuz gribi demeyelim, çünkü artık domuzla çok bir ilgisi yok, yani domuzları telef etmenin hiçbir anlamı yok’ diyor.
    Benim dinim yasaklamışsa vardır bir hikmeti.(A.ATEŞ)
    Yani ’Ne iyi, Müslüman ülkeyiz. Domuz eti yemiyoruz. Bize ulaşmaz’ demememiz gerekiyor?
     Kesinlikle. Domuz yemekle bulaşmıyor. Tabii dünyanın birçok yerinde domuz üreticileri de ayaklandılar, ‘ekonomik zarara giriyoruz’ diye... Dünya Sağlık Örgütü tarafından, bu yanlış algılamayı ortadan kaldırmak için, domuz gribinin adı değiştirildi. ‘H1N1 Grip A’ deniliyor artık. Dediğim gibi bu virüsün ilk ortaya çıkması domuzdan, ama domuz yemekle falan asla bulaşmıyor.
     Kuş gribinin bilimsel adı H5N1’di. Domuz gribinin H1N1... Bu harfler ve rakamların anlamı ne?
     Grip virüsleri alt gruplara ayrılıyor. H ve N sınıflamaları oradan geliyor. Bu virüsün yüzeyinde iki protein var, biri ‘hemaglutinin’, diğeri ‘nöraminidas’... Kuş gribinde bu sınıflama H5N1’di...
     Ellerimizi nasıl yıkamalıyız?
     Peki domuz gribi nasıl bulaşıyor?

     Diğer griplerde olduğu gibi hava ve solunum yoluyla bulaşıyor. Yani damlacık enfeksiyonu yoluyla... Virüs taşıyanların solunum yolu salgıları, öksürme, hapşırma, aksırma sırasında havada asılı kalabilen damlacıklara dönüşüyor, sağlam insanların bu havayı solumasıyla bulaşma oluyor... Nadiren el sıkışmakla veya daha önce bu hastalığa yakalanan kişinin kullandığı eşyaları kullanmakla da bulaşabiliyor. Çünkü bu virüsler vücut dışında iki saat canlı kalabiliyor.
     Mesela kapı tokmağında... O yüzden el yıkamak ve de temastan, öpüşmekten kaçınmak çok önemli...
     Ellerimizi nasıl yıkamalıyız?
     Eller, bol sabunla ve tercihen sıcak ya da ılık suyla yıkanmalı.
     Neden?
     Çünkü bu virüs soğukta üreyebiliyor, sıcakta üreyemiyor. Kuş gribi virüsü soğukta üreyemiyordu mesela. O yüzden elleri sıcak suyla yıkamak daha doğru. En az 15-20 saniye süreyle, normal bildiğimiz sabunla... Eğer o anda yıkama imkanımız yoksa kolonya ya da el dezenfektanları var, onlarla da silinerek korunulabilir. Ayrıca hasta kişinin diğer insanlarla temasının kesinlikle engellenmesi gerekiyor. Bunun için herhangi bir grip şüphesi olan kişinin, hangi grip olursa olsun, çünkü bu gribin domuz gribi mi, değil mi, ayırt edilmesi de çok zor, kesinlikle hastalık süresince işe ya da okula gitmemesi gerekiyor. Bizim hep yaptığımız bir hata var; grip olsalar dahi çocuklarımızı geri kalmasınlar diye illa ki okula gönderiyoruz ya da çalışanlara izin vermiyoruz, kesinlikle hasta olan kişilerin bu tip kalabalıklardan uzak durması ve izole edilmesi gerekiyor. Özellikle de salgının ön planda olduğu ülkelere yolculuk yapanlarda çok daha dikkatli olunmalı...
     İtalya’ya kadar geldi...
     Bu virüs İtalya’ya kadar geldi... Artık Türkiye için de ciddi tehdit altında diyebilir miyiz?
      Evet, bütün Avrupa ülkelerinde görüldü. Şu anda Amerika’nın bütün eyaletlerinde var. (Türkiye’ye de geldi. Malesef can almaya başladı )İtalya’dan bir turistle, bu virüs çok kolaylıkla buraya da gelebilir veya İtalya’ya gidip de geri dönenler bu virüsü Türkiye’ye bulaştırabilir...
     Havaalanlarındaki ateş ölçen cihazlar ne derece etkili oluyordur sizce?
Tabii bunlar birer ön tanı, ama atıyorum, sizin uçaktayken ateşiniz yükseldi diyelim, iki tane ateş düşürücü aldınız, uçaktan indiğinizde eğer ateşiniz 37 derece ise ve termal kamera bunu algılamıyorsa, siz çok rahatlıkla geçersiniz o kontrolü.
     Ya da, “Bu virüsün kuluçka süresi üç gün” deniliyor, o sırada daha ateş yapmamış olabilir değil mi?
     Evet.
     Yani havaalanlarındaki yöntem domuz gribinin gelişini yüzde 100 engelleyen bir yöntem değil?
     Hayır. Ama bu tüm dünyada böyle. Yapılacak başka bir şey yok. En azından seçici oluyorsunuz. Bu yöntem, ateşi olan insanları belirleyip, ağır seyreden vakaları ayırt etmek açısından önemli.
     Normal griple domuz gribini ayırmak çok zor!
     Domuz gribinin belirtileri neler?

     Ateş, baş ağrısı, burunda akıntı, kuru öksürük, gözlerde kızarıklık, kas ve boğaz ağrısı en tipik belirtileri. Aşırı kusma ve ishal de görülebilir. Hastalığın bulaşıcılığı ise bu semptomlar başlamadan önce, yani virüsü aldıktan sonra, 24-48 saat içinde başlıyor. Bu şu demek; bir insan domuz virüsünü aldığı zaman, henüz hapşırma, aksırma, baş ağrısı, terleme, ateş gibi belirtiler ortaya çıkmadan bulaşma başlıyor.
     Belirtileri normal griple aynı. O zaman domuz gribine yakalanıp yakalanmadığımızı nasıl anlayacağız?
     İkisini, burun sürüntüsü ve solunum yolu salgılarını test etmeden ayırt etmek çok zor. İşte bu yüzden, riskli ülkelerden gelen veya o ülkelere giden insanlara karşı daha dikkatli olmamız gerekiyor.
     Geçen hafta İzmir’de bir panik yaşanmıştı, 23 Nisan için gelen Meksikalı çocukların kaldığı evde grip vakası görülünce... Haklı bir panikti bu o zaman?
     Tabii, çünkü ortaya çıkan normal bir grip mi, değil mi kestirmeniz mümkün değil. Hele virüs daha da yayıldıkça işin bu boyutu çok büyüyecek. Her gripte, her ateşlenen, “Acaba domuz gribi miyim?” diyecek, bu da çok normal. Çünkü virüs hızla yayılıyor. İnsandan insana bulaşabiliyor ve hastalık çok ağır seyredebiliyor. O yüzden bu ara herkes, grip testini yaptırmalı. Ve gerçekten grip ise ortaya çıkmalı. Çünkü biliyorsunuz, bizim en büyük yanılgımızdır, soğuk algınlığıyla gribi hep karıştırırız. Bu testle grip mi, yoksa değil mi anlaşılır. Esas önemli olay o. Sonra eğer domuz gribinden şüpheleniliyorsa başka ayrıntılı testler yapılır...
     O zaman şimdi her grip vakasına domuz gribi olabilir kuşkusuyla bakmalıyız?
     Evet, aslında bundan sonra her yüksek ateş, eklem ve kas ağrısı, ileri derecede halsizlik, boğaz ağrısı, baş, vücut ağrıları gibi şikayetlerle gelen her insanda bu kaygı ve korku olacak artık. Olmaması mümkün değil. Olmalı da...
     Peki, şu anda alarma geçilmeli mi Türkiye için?
     Sağlık Bakanlığı gidişatı çok yakından takip ediyor. Ama bu tehlikenin hep dış ülkeden geleceği düşünüldüğü için biz virüsü büyük şehirlerimizin havaalanlarında yakalamaya çalışıyoruz. Oysa bu şekilde her zaman atlayabiliriz. Üstelik Türkiye sadece İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya’dan ibaret değil. Bunu da unutmamalıyız...
     Yüksek ateşe dikkat!
     O zaman işi şansa bırakmayıp, dediğiniz gibi eğer çocuğumuz gripse kesinlikle okula göndermeyelim ve hemen hastaneye gidelim...
     Kesinlikle. Ve burun veya ağız sürüntüsünden normal grip olup olmadığını tespit ettirelim. Belki de soğuk algınlığıdır, o zaman hiç önemsemiyoruz. Ama gripse, ağır seyrediyorsa tetkik ettirelim.
      Peki ayırt edici belirtiler neler olabilir?
      Domuz gribinde çocuklarda acil belirtilerin neler olduğunu Dünya Sağlık Örgütü yayınladı. Eğer çocukta gribe bağlı nefes darlığı varsa, çocuk hızlı nefes alıp veriyorsa, ellerinde ve yüzünde morarma oluyorsa, aşırı hırçınsa ve yüksek ateşle birlikte vücudunda yaygın bir döküntü varsa, bu bize tablonun daha acil ve önemli olduğunu gösteriyor.
      Büyüklerdeki acil belirtiler neler?
      Yine nefes darlığı, şuur bulanıklığı, şiddetli karın ağrısı, aşırı ve devam eden sürekli kusma mevcut ise tablonun daha ağır olduğunu düşünüyoruz.
      Tabii yine başta ateş olmak üzere, değil mi?
      Evet, tabii ki ateş, boğaz ağrısı, hapşırma, burun akıntısı, öksürük, eklem-kas ağrılarının yanı sıra eğer nefes darlığı gelişiyorsa, buna şuur bulanıklığı ekleniyorsa, karın ağrısı çok şiddetleniyorsa ve tekrarlayan kusmalar varsa, bu bize durumun biraz daha ciddi olduğunu gösteriyor.
      Peki ateş kaç olursa tehlikeli?
     38,5 derecenin üstü zaten tehlikelidir, hangi hastalıkta olursa olsun... Bu yüzden ateş 38,5 derecenin üstündeyse mutlaka doktora gitmek gerek. Çocuk ya da erişkin... Hele böyle kritik dönmelerde! Belki normal zamanlarda ateşi bu kadar çok önemsemiyoruz ama şimdi Meksika’da bütün devlet daireleri, okullar tatil. Neredeyse sokağa çıkma yasağı konulacak. Durum bu kadar tehlikeli. Ama ateş yoksa doktora gitmeye de gerek yok.
                                                  
                            Bilgiler Derlemedir.

Yorumlar - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam40
Toplam Ziyaret1797755
Hava Durumu

ATEŞ’TEN SÖZLER

AHMET ATEŞ (KENDİSİNE LAYIK GÖRMEDİĞİNİ DOSTLARINADA LAYIK GÖRMEYEN ...). İSTER KULAK VERİN İSTER VERMEYİN. İSTERSENİZ AHMET ATEŞ DE KİM OLUYOR DEYİN. DOĞRU YOLU GÖSTERMEK BİZDEN YÜRÜYÜP YÜRÜMEMEK SİZDEN. Ateş

BU MİLLET ŞUNU İYİ BİLSİN Kİ; TAŞLANMAMAK İÇİN DE OLSA, ASLA MEYVESİZ AĞAÇ OLMAYACAĞIM. Ateş

ATEŞ' İ SEVMEYEBİLİRSİNİZ, SEVMEK ZORUNDA DA DEĞİLSİNİZ. UNUTMAYINIZ Kİ DÜŞMANINIZDAN BİLE ÖĞRENECEĞİNİZ ÇOK BİLGİ VARDIR. Ateş

İNSANIN KENDİ KENDİNE YAPTIĞI KÖTÜLÜĞÜ, BÜTÜN DÜŞMANLARI BİR ARAYA GELSE YAPAMAZ. Ateş

ATEŞ, DÜNKÜ ATEŞ DEĞİL. YARINDA, BUGÜNKÜ ATEŞ OLMAYACAK. Ateş

DEĞİL DOKUZ KÖYDEN KOVULMAK; ONDOKUZ KÖYDEN DE KOVULSAM, DOĞRUYU SÖYLEMEKDEN, DOĞRU OLANI SAVUNMAKDAN VAZGEÇEMEM. Ateş

İNSANLARI GÖRÜNÜŞLERİ İLE YARGILAMAYINIZ, ÇOĞUNLUKLA ALDANIRSINIZ. GÖRÜNÜŞLER İNSANLARI GENELDE ALDATIR. YAKINDAN TANIMADIĞINIZ İNSANLAR HAKKINDA İYİ VEYA KÖTÜ DİYE HÜKÜM VERMEYİNİZ. GÜN GELİR İYİ DEDİĞİNİZ İNSANLAR KÖTÜ, KÖTÜ DEDİĞİNİZ İNSANLAR ÇOK İYİ ÇIKABİLİR. TERCİHLER SİZE AİT AMA SİZ DIŞ GÜZELLİKDEN ZİYADE İÇ GÜZELLİĞE ÖNEM VERİNİZ. Ateş

DOST DOĞRU SÖYLER, YÜZE SÖYLER, SEVİLMEZ. DÜŞMAN ARKADAN SÖYLER, YÜZE GÜLER. BAŞ TACI EDİLİR. BAŞ TACI OLMAK İÇİNDE OLSA; YÜZE GÜLENLERDEN, ARKADAN KONUŞANLARDAN OLAMAM. Ateş

DEĞER VERDİĞİNİZ İNSANLAR SİZ DEĞER VERDİĞİNİZ İÇİN DEĞERLİDİR. OYSA ONLAR KENDİLERİNİ BİR ŞEY SANIRLAR. SİZ DEĞER VERMEZSENİZ BİR HİÇTİRLER AMA BUNU AKILLARINA BİLE GETİRMEZLER. "ŞAİRİN DEDİĞİ GİBİ GÜZELLİKLERİ ON PARA ETMEZ BİZDEKİ AŞK OLMAZSA" Ateş

KIRK GÜN TAVUK GİBİ YAŞAMAKTANSA BİR GÜN HOROZ GİBİ YAŞARIM. Ateş

BU DÜNYA HERKESE YETER. YETERKİ ADAM GİBİ YAŞAMASINI BİLELİM. Ateş

TOPLUMDA KENDİNİ ŞEREFLİ GÖSTEREN ŞEREFSİZLER DÜNYA DÖNDÜKCE VAR OLACAK VE MİDE BULANDIRACAKLARDIR. Ateş

"HER ASALAK BİR SALAĞIN SIRTINDAN GEÇİNİR" İNSAN OLAN NE SALAK NE DE OLUR ASALAK. Ateş

HIRSIZLIK SADECE PARA ÇALMA İLE OLMAZ. ZAMAN PARADAN YERİNE GÖRE DAHA ÖNEMLİDİR. DAKİKALARI PARA İLE ÖLÇEMEZSİNİZ. GASP EDİLEN DAKİKALARIN HESABINI VEREMEZSİNİZ. MİLLET OLARAK BOŞA HARCANACAK NE VAKTİMİZ NE DE BOŞ ZAMANIMIZ VAR. Ateş

"KENDİM ETTİM KENDİM BULDUM KÜL GİBİ KARARIP SOLDUM EYVAH EYVAH" TÜRKÜSÜNÜ ÇALMAMAK İÇİN SİZE DEĞER VEREN DOSTLARINIZA, SİZİ SEVENLERE KULAK VERİNİZ. Ateş

TREN KALKAR GARDAN, KAÇARSA HABER GELMEZ NAZLI YARDAN. TRENDEKİ BİR GÜN AĞLAR, KAÇIRAN HER GÜN AĞLAR. EN İYİSİ TRENİ KAÇIRMAMAK. Ateş

"ZORLA YENEN AŞ YA KARIN AĞRITIR YADA BAŞ". NE YİYEN NEDE YEDİREN ŞİFA BULUR ARKADAŞ. Ateş

GÜZEL HER ZAMAN GÜZELDİR. ÇİRKİNLİK İSE BENİM İŞİM DEĞİLDİR. Ateş

DOST DOSTUN AYNASI OLMALI. AYNA KADAR DOĞRU OLAMIYORSA DOSTUNUM DİYE GEZMEMELİ. Ateş

OTOBÜS KAÇIYOR DEMİŞTİM DİNLEMEDİN. SON PİŞMANLIK FAYDA ETMEZ DEMİŞTİM TINLAMADIN. NE DEDİMSE İLTİFAT DEĞİL, GERÇEK DİYE, HOŞUNA GİTMEDİ. ANLARSIN BİR GÜN DEDİM, DALGA GEÇTİN. İŞ İŞTEN GEÇTİKDEN SONRA ANLARSIN DA, ONU DA BEN ANLAYAMAM. "GEÇER BORUN PAZARI ANCA GİDERSİN NİĞDE'YE." SÖYLEYECEK BİR SÖZÜN OLAMAZ BU DELİYE. Ateş

SEVDİĞİM BİRİSİ "BENİ SENİN KADAR AŞAĞILAYAN HİÇ KİMSE OLMADI" DEMİŞTİ. BIRAKIN AŞAĞILAMAYI İNCİLTMEK AKLIMIN KÖŞESİNDEN BİLE GEÇMEMİŞTİ. OYSA BU KİŞİ DEĞER VERDİĞİM SEVDİĞİM KİŞİLERİN BAŞINDA GELEN BİRİ. DEMEK Kİ DEV AYNASI OLMAMAK SUÇ OLUYOR. BEN SENİN DÜŞMANIN DEĞİLİM Kİ SENİ OLDUĞUNDAN FARKLI GÖSTEREYİM. BİR GÜN SANA GEREĞİNDEN FAZLA İLTİFAT EDERSEM BİL Kİ O GÜN DÜŞMANIN OLDUĞUM GÜNDÜR. Ateş

"GÜLÜ SEVEN DİKENİNE KATLANIR" KATLANIR DA ÖNEMLİ OLAN DİKENE KATLANIP, GÜLE KAVUŞABİLMEK. Ateş

İSTER ARKADAŞINIZ, İSTER SEVGİLİNİZ, İSTER AÇIK İSTER GİZLİ AŞKINIZ, İSTER DOSTUNUZ, İSTER SIRDAŞINIZ, İSTER ANNE BABANIZ, DEĞER VERDİĞİNİZ KİM OLURSA OLSUN GEREĞİNDEN FAZLA DEĞER VERMEYİNİZ. KENDİ DEĞERİNİZDEN KAYBEDERSİNİZ. Ateş

HER YÜZÜNE GÜLENİ, BOLCA İLTİFAT EDENİ DOST BELLEME. DOST, SEVİLMEME RİSKİNE RAĞMEN; DOĞRU NE İSE ONU SÖYLER, KALPTEN SEVER. ASIL DOST KENDİSİNE REVA GÖRMEDİĞİNİ KARŞIDAKİNE REVA GÖRMEYENDİR. Ateş

GERÇEK SÖZLERDEN KAÇANLAR, GÜZEL, SAHTE VE HOŞ SÖZLERE KANANLAR. ASLA ACI GERÇEKLERDEN KAÇAMAZLAR. Ateş

BENİM İÇİN SIFATINIZ NE OLURSA OLSUN. SİZİ KAYBETMEMEK UĞRUNA ASLA YALANA BAŞVURAMAM. SİZLERİ KAZANMAK İÇİN SAHTEKARLIK YAPAMAM. BENİ SEVEN DÜRÜST OLDUĞUM İÇİN SEVSİN SAHTE İLTİFATLAR İÇİN DEĞİL. SAHTE DOSTLAR VE SAHTEKARLIK BENDEN UZAK OLSUN. Ateş

SEVDİKLERİNİZİ YARGILARKEN OLAYLARA KENDİ CEPHENİZDEN BAKMAYINIZ. ALDANIRSINIZ. KARŞIDAKİNİN YERİNE KENDİNİZİ KOYABİLDİĞİNİZ SÜRECE DOĞRU YARGILAMA YAPABİLİRSİNİZ. Ateş

SİZ, SİZ OLUN, OLMAZ ÖYLE ŞEY DEMEYİN. BİR GÜN OLUR, OLUYORMUŞ DEMEK ZORUNDA KALIRSINIZ. ASLA BİRİNİ KINAMAYINIZ. KINADIĞINIZ OLAYIN, BİR GÜN BAŞINIZA GELDİĞİNİ, GÖRMENİZ HİÇ DE UZUN SÜRMEZ. ALLAH ISLAH ETSİN DEYİP GEÇİN. YOKSA, KINADIĞINIZ OLAYLA KENDİNİZ ISLAH EDİLİRSİNİZ. Ateş

"İLTİFAT; YALANIN SÜSLENMİŞ, KILIF GİYDİRİLMİŞ HALİDİR" İLTİFAT ETMEYİ BİLMİYORUM. ÇÜNKÜ YALAN SÖYLEMEYİ BECEREMİYORUM. Ateş

GERÇEKLER DOĞRU VE ACI OLUR. İLTİFATLAR SAHTE VE YALAN. GERÇEKLERDEN KAÇANLAR, İLTİFATLARA SIĞINANLAR, ACI SONDAN KAÇAMAZLAR. KURTULUŞ GERÇEKLERLE YÜZLEŞMEKDEN, İLTİFATLARDAN UZAK DURMAKDAN GEÇER. Ateş

AŞIRI MAKYAJ GÜZELİ ÇİRKİNLEŞTİRİR ÇİRKİNİ GÜZELLEŞTİRİR. Ateş

DOĞRULAR VE GÜZELLİKLER MALINIZ, ÇİRKİNLİKLER VE KÖTÜLÜKLER ÇÖPÜNÜZ OLSUN. Ateş

SİGARA

OĞUZLAR Mayıs 1994

SİGARA

Ahmet ATEŞ Oğuzlar Gazetesi yazı İşleri Müdürü

İçerken güldürür

Sinsi, sinsi öldürür

İçene kendini kahraman sandırır

Şeytani bir zehri andırır

İnsana kendi kendini yandırır

Sigara içmek suç değil

Bıçak taşımakta suç değil

Fakat bıçak ve tabanca

Bir başkasına zarar verince suç

Peki, sigara bir başkasına zarar verince neden suç sayılmaz? Şimdi sormak gerek aklı ve fikri olan herkese. Hangi insanın bir başka insanı zehirlemeye hakkı var? Sigara içme özgürlüğünü savunan vatandaşlara demezler mi ki içenin içme özgürlüğü varda içmeyenin sigara içmeme özgürlüğü yok mu? Sigara içmeyenin sigara içene bir zararı yok. Peki sigara içenin içmeyene neden zararı olsun. Bir resmi daire veya aile düşünün aynı odayı on kişi paylaşıyor. Bunun beşi sigara içiyor diğer beşi içmiyor. Beş kişinin sigara içme özgürlüğü varda diğer beş kişinin sigara içmeme, zehirlenmeme özgürlüğü yok mu? Sigara içmeyen beş kişinin sigara içen beş kişiye zararı yok da, sigara içen beş kişi niye diğer beş kişiyi zehirlesin.

Sigara içenler içmeyenleri zehirleme hakkını kimden ve nereden alıyorlar?

Anti parantez kimse özgürlükten bahsetmesin özgürlüklerde sınırsız değil sınırlıdır. Çünkü bir kişinin özgürlüğünün başladığı yerde diğer bir kişinin özgürlüğü biter. Bitmiyorsa tecavüz olur. Suç teşekkül eder, cezayı gerektirir.

Anti parantez kimse özgürlükten bahsetmesin özgürlüklerde sınırsız değil sınırlıdır. Çünkü bir kişinin özgürlüğünün başladığı yerde diğer bir kişinin özgürlüğü biter. Bitmiyorsa tecavüz olur. Suç teşekkül eder, cezayı gerektirir.

Birde en çok şundan söz edilir. Yahu sigara içen akciğer kanseri, verem ve diğer hastalıklara yakalanıyor da içmeyen yakalanmıyor mu?

Yakalanıyor: Tabiî ki siz sigara içenlerin sayesinde bir ailede bir kişi sigara içiyorsa diğerlerinin ben sigara içmiyorum demesi gerçek anlamda yalan ve yanlış olur. Sigara içen kişi sadece kendisini zehirlemez evdeki hanımını çocuklarını ve diğer fertlerin hepsini zehirlenmeye mahkum eder, onların yanında sigara içtiği sürece.

Şimdi sorarım size hangi babanın kızını, hangi ananın oğlunu, hangi dedenin torununu,hangi tiryakinin tiryaki olmayanı zehirleme hakkı var?

Medeniyet deyince bazıları çıplaklık sanır, asla. Medeniyet bu ve benzeri durumlarda kendini gösterir. Medeni insan başkalarına ve kendisine saygı duyan insandır. Başkalarının haklarını gasp etmeyen temiz insandır. Hoş görülü insandır. Kendi özgürlüğüne sahip çıktığı kadar başkalarının özgürlüğüne sahip çıkan ona saygı duyan insandır.

Bir düşünür medeniyeti şöyle tarif eder. "Medeni insan karanlık da esnerken sol elinin tersi ile ağzını kapayan insandır" der. Tabiî ki bizde olduğu gibi esnerken küçük dilini karşısındakine gösteren değil.

"Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az"

Kimsenin kimseyi zehirlemeyeceği, kişilerin birbirlerine saygılı olacağı,toplum menfaatlerinin ön plana çıkacağı bencilliğin arka planda kalacağı, hoş görülü medeni toplumlara doğru.

Saygı ve sevgilerimle bir sonraki sayıda buluşmak üzere.

Sevgili okurlar Makalenin yayın tarihine bakarsanız bu günkü sigara ile ilgili kanun konusunun alt yapısını görürsünüz o tarihlerde bu yazıyı kaleme almak yürek, bilek ve cesaret isterdi. İlk sigara kanunu bile (Kanun Numarası : 4207 Kabul Tarihi : 7/11/1996 Yayımlandığı R.Gazete: Tarihi:26/11/1996 Sayı: 22829) bu makaleden 2 Yıl 6 Ay sonra çıkmıştır. O gün dile getirdik iki yıl sonra kısmen bugünse tamamına yakını kanuna konmuştur. Eh sağlık olsun 12 yıl sonrada olsa birşeyler değişmiştir. O gün dalga geçenlere duyrulur.

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.171234.3081
Euro37.456737.6068
Takvim