• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
ATEŞNET
SİTE HARİTASI

Kadın, Erkeği Ahirette de mi Suçlayacak?

Kadın, erkeği ahirette de mi suçlayacak?

Dinimiz bu kadar önem vermişken, biz kadınlar "koca hakkı" konusunda neden bu kadar vurdum duymaz davranıyoruz? Cevaplarımız hazır mı, ne diyeceğiz?

Kadınların erkekleri suçlaması ahirette de mi devam edecek?

Dinimizde "kul hakkı" dediğimiz; birbirimizin üzerindeki hakların önemini herkes bilir. Kul hakkına girdiğimiz zaman, sadece tövbe etmekle kurtulamıyoruz. Öncelikle hakkı olan kişilerin hakkını helal etmesi gerekiyor.

Karı-koca hakkı da kul hakları içinde en önemli haklardan birisi: Karı kocanın birbiri üzerinde iki çeşit hakkı var:

Birincisi insan olarak hakları: Dinimizde selam vermekle başlayan, güler yüz sadakadır, diye teşvik edilen bütün iyilikleri önce eşe yapmalı. Yasaklanan; kalp kırmak, kibirli olmak, sui zanda bulunmak gibi kötülükleri de öncelikle eşe karşı yapmamaya dikkat etmeli.

İkincisi âyet-i kerîme ve hadis-i şerîflerle belirlenen özel karı-koca hakları var. Kadının erkeğe itaat etmesi, saygısızlık etmemesi ve erkeğin evin kavvamı olarak ailenin sorumluluğunu üstlenmesi.

Eşler iki haktan da hem insan olarak birbirleri üzerideki haklarından, hem de karı koca özel haklarından hesaba çekilecek. Mümin birini haksız yere üzdüğünde aldığı günahın daha fazlasını akraba hakkından dolayı eşini üzünce alacak. Birine iyilik yaptığında aldığı sevabın daha fazlasını eşine iyilik yaptığında alacak.

Başkalarının haklarına dikkat ederken, en az önemsediğimiz haklar, eşlerin birbiri üzerindeki hakkı. Sanki garanti birbirimizi affedeceğimiz.

Bir kadın anlatmıştı; kocası ölmeden önce "Sana hakkımı helal etmiyorum, ahirette iki elim yakanda." demiş.

Erkek evin zaruri ihtiyaçlarını karşılamıyorsa, zulmediyorsa karısına, çocuklarına, asık yüzlüyse kalplerini kırıyorsa, onları sevgisizlikle cezalandırıyorsa hesabını elbette verecektir.

Kadın da kocasına saygısızlık ediyorsa, sesini yükseltiyorsa, asi tavırlar içindeyse, yataktan kaçıyorsa, erkekle evin içinde iktidar mücadelesi yapıyorsa o da onun hesabını verecek.

Kadınlar; yemek, temizlik gibi ev işleri yaptıkları için kocalarına çok hakları geçtiğini düşünüyor. Özellikle bu konu dindar kadınların; arkasına sığındıkları, kocalarının çokça başına kalktıkları, karı-koca hakları konusunda kendilerini avuttukları bir konudur.

Çünkü dinimizde kadın ev işi yapmak zorunda değil. Hatta çocuğunu bile emzirmek zorunda değil. Erkeğin maddi imkanı varsa yardımcı tutacak, süt anne tutacak, mama alacak. Kadın mecbur olmadığı için bu işleri yaptığında sevaba girer.

Bu yüzden kadının kocasına hizmeti sadaka hükmündedir. Nasıl ki komşuya iyilik yaptığınızda komşuya hakkınız geçmez. Siz yaptığınız iyilikten sevap alırsınız. Ben sana iyilik yapmıştım hakkımı ver. Olur mu böyle bir şey?

Erkek çalışacak evin ihtiyaçlarını sağlayacak tamam. Dinimiz kadını ev işlerinden muaf tuttuğuna göre şu soruyu sormak gerekir. Kadın çocuğuna bakmaya, temizlik, bulaşık, yemek yapmaya mecbur değil, peki evli bir kadın neye mecbur?

Adam evin geçimini sağlamaya mecbur, kadın neye mecbur? Geriye ne kalıyor? Kadın olmaya mecbur, elbette. "Kocasına itaat eden, saygısızlık etmeyen, yataktan kaçmayan, güler yüzlü bir kadın olmak zorunda." Yukarda saydıklarım benim sözlerim değil. Sevgili peygamberimizin hadisi şeriflerinde tek tek sayılmış. Kimse bana kızmasın. Ben sadece hatırlatıyorum.

Peygamberimize "Hayırlı, iyi kadın, nasıl olur?" diye soruluyor. Peygamberimiz:

"Kocası yüzüne baktığı zaman onu sevindirir, kocasının meşrû isteklerini yerine getirir ve onun olmadığı yerde hem malını, hem de nâmusunu muhafaza eder.” diye tarif ediyor.

Başka bir hadis-i şerîfte şöyle buyruluyor:

“Kadın beş vakit namazını kıldığı, Ramazan orucunu tuttuğu, namusunu koruyarak kocasına itaat ettiği zaman ahirette kendisine: ‘Artık dilediğin kapıdan cennete gir’ denilir.”

Daha pek çok hadis-i şerîf var. Koca hakları konusunda peygamberimiz bizleri uyarmış.

"Rabbim bağışlayıcıdır, beni affeder." İyi de bunlar kul hakkı giriyor ve kul hakkını önce haksızlığa uğrayan kişinin affetmesi gerekiyor.

Bir "gerçek Allah" var, kendini kitabı Kur'an-ı Kerîm de tanıtan; sevdiği, sevmediği, razı olup, razı olmadığı şeyleri bize bildiren, bol rahmetinin yanında ateşi ve azabı da yaratan. Bir de zihinlerimizde uydurduğumuz Allah zannettiğimiz "tanrı" var. Kendi keyfimize göre hayal ettiğimiz. Hümanist, her şeyi affeden bir Yaratıcı.

Bütün hatalarımızı hoş gördüğünü varsaydığımız. Her halükarda bizi affedeceğini düşündüğümüz. Allah(c.c) ı olduğu gibi mi yoksa olmasını istediğimiz gibi mi tanıyoruz; kendimizle bir iç muhasebe yapmamız lâzım. Sakın şeytan bizi Allah ile aldatmış olmasın. En çok da bizi karı-koca hakkı konusunda vurmuş olmasın.

Dinimiz bu kadar önem vermişken, biz kadınlar "koca hakkı" konusunda neden bu kadar vurdum duymaz davranıyoruz? Cevaplarımız hazır mı, ne diyeceğiz? "Allah'ım evet bir kadın olarak  görevlerimi yapmadım; ama kocam romantik olmadığı için yapmadım; evet kocama saygısızlıkta yaptım; ama kocam şunlar şunları yapmadığı için ben de öyle yaptım, onu cezalandırdım." Ahirette de mi kendi yapmadıklarımızdan dolayı kocayı suçlamaya devam edeceğiz? Kocayı suçlamak, hesabımızı hafifletecek mi acaba?

Erkek zaten kendi hesabını verecek. Yaptıklarından ya da yapmadıklarından dolayı. Erkeğin de karısına yaptığı haksızlıklardan dolayı bahaneleri ne kadar geçerli olacaktır? Orda görülecek.Her hak hak sahibine verilecek. 

Biz kadınlar, evlilikte hep erkeklerin ne yapmaları gerektiği ile ilgileniyoruz. Oysa kadınlar olarak kendi vereceğimiz hesabı düşünsek. Kendi yapmamız gerekenlere baksak.Ve hatalarımızı gösteren olduğunda kızmak yerine "Allah razı olsun" desek. Daha güzel olmaz mı?

Not: İnternet sitem www.cocukaile.net yenilendi. Aile üzerine bir haber sitesi haline getirdik. Aileyi ilgilendiren "Çocuk Eğitimi, Gençlik sorunları, Sağlık, Cinsel Eğitim, Beslenme, Ademler-Havvalar, Anlat-Rahatla" bölümleri ile artık sizlerle.

Sema Maraşlı - Haber 7


Yorumlar - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam57
Toplam Ziyaret1773281
Hava Durumu

ATEŞ’TEN SÖZLER

AHMET ATEŞ (KENDİSİNE LAYIK GÖRMEDİĞİNİ DOSTLARINADA LAYIK GÖRMEYEN ...). İSTER KULAK VERİN İSTER VERMEYİN. İSTERSENİZ AHMET ATEŞ DE KİM OLUYOR DEYİN. DOĞRU YOLU GÖSTERMEK BİZDEN YÜRÜYÜP YÜRÜMEMEK SİZDEN. Ateş

BU MİLLET ŞUNU İYİ BİLSİN Kİ; TAŞLANMAMAK İÇİN DE OLSA, ASLA MEYVESİZ AĞAÇ OLMAYACAĞIM. Ateş

ATEŞ' İ SEVMEYEBİLİRSİNİZ, SEVMEK ZORUNDA DA DEĞİLSİNİZ. UNUTMAYINIZ Kİ DÜŞMANINIZDAN BİLE ÖĞRENECEĞİNİZ ÇOK BİLGİ VARDIR. Ateş

İNSANIN KENDİ KENDİNE YAPTIĞI KÖTÜLÜĞÜ, BÜTÜN DÜŞMANLARI BİR ARAYA GELSE YAPAMAZ. Ateş

ATEŞ, DÜNKÜ ATEŞ DEĞİL. YARINDA, BUGÜNKÜ ATEŞ OLMAYACAK. Ateş

DEĞİL DOKUZ KÖYDEN KOVULMAK; ONDOKUZ KÖYDEN DE KOVULSAM, DOĞRUYU SÖYLEMEKDEN, DOĞRU OLANI SAVUNMAKDAN VAZGEÇEMEM. Ateş

İNSANLARI GÖRÜNÜŞLERİ İLE YARGILAMAYINIZ, ÇOĞUNLUKLA ALDANIRSINIZ. GÖRÜNÜŞLER İNSANLARI GENELDE ALDATIR. YAKINDAN TANIMADIĞINIZ İNSANLAR HAKKINDA İYİ VEYA KÖTÜ DİYE HÜKÜM VERMEYİNİZ. GÜN GELİR İYİ DEDİĞİNİZ İNSANLAR KÖTÜ, KÖTÜ DEDİĞİNİZ İNSANLAR ÇOK İYİ ÇIKABİLİR. TERCİHLER SİZE AİT AMA SİZ DIŞ GÜZELLİKDEN ZİYADE İÇ GÜZELLİĞE ÖNEM VERİNİZ. Ateş

DOST DOĞRU SÖYLER, YÜZE SÖYLER, SEVİLMEZ. DÜŞMAN ARKADAN SÖYLER, YÜZE GÜLER. BAŞ TACI EDİLİR. BAŞ TACI OLMAK İÇİNDE OLSA; YÜZE GÜLENLERDEN, ARKADAN KONUŞANLARDAN OLAMAM. Ateş

DEĞER VERDİĞİNİZ İNSANLAR SİZ DEĞER VERDİĞİNİZ İÇİN DEĞERLİDİR. OYSA ONLAR KENDİLERİNİ BİR ŞEY SANIRLAR. SİZ DEĞER VERMEZSENİZ BİR HİÇTİRLER AMA BUNU AKILLARINA BİLE GETİRMEZLER. "ŞAİRİN DEDİĞİ GİBİ GÜZELLİKLERİ ON PARA ETMEZ BİZDEKİ AŞK OLMAZSA" Ateş

KIRK GÜN TAVUK GİBİ YAŞAMAKTANSA BİR GÜN HOROZ GİBİ YAŞARIM. Ateş

BU DÜNYA HERKESE YETER. YETERKİ ADAM GİBİ YAŞAMASINI BİLELİM. Ateş

TOPLUMDA KENDİNİ ŞEREFLİ GÖSTEREN ŞEREFSİZLER DÜNYA DÖNDÜKCE VAR OLACAK VE MİDE BULANDIRACAKLARDIR. Ateş

"HER ASALAK BİR SALAĞIN SIRTINDAN GEÇİNİR" İNSAN OLAN NE SALAK NE DE OLUR ASALAK. Ateş

HIRSIZLIK SADECE PARA ÇALMA İLE OLMAZ. ZAMAN PARADAN YERİNE GÖRE DAHA ÖNEMLİDİR. DAKİKALARI PARA İLE ÖLÇEMEZSİNİZ. GASP EDİLEN DAKİKALARIN HESABINI VEREMEZSİNİZ. MİLLET OLARAK BOŞA HARCANACAK NE VAKTİMİZ NE DE BOŞ ZAMANIMIZ VAR. Ateş

"KENDİM ETTİM KENDİM BULDUM KÜL GİBİ KARARIP SOLDUM EYVAH EYVAH" TÜRKÜSÜNÜ ÇALMAMAK İÇİN SİZE DEĞER VEREN DOSTLARINIZA, SİZİ SEVENLERE KULAK VERİNİZ. Ateş

TREN KALKAR GARDAN, KAÇARSA HABER GELMEZ NAZLI YARDAN. TRENDEKİ BİR GÜN AĞLAR, KAÇIRAN HER GÜN AĞLAR. EN İYİSİ TRENİ KAÇIRMAMAK. Ateş

"ZORLA YENEN AŞ YA KARIN AĞRITIR YADA BAŞ". NE YİYEN NEDE YEDİREN ŞİFA BULUR ARKADAŞ. Ateş

GÜZEL HER ZAMAN GÜZELDİR. ÇİRKİNLİK İSE BENİM İŞİM DEĞİLDİR. Ateş

DOST DOSTUN AYNASI OLMALI. AYNA KADAR DOĞRU OLAMIYORSA DOSTUNUM DİYE GEZMEMELİ. Ateş

OTOBÜS KAÇIYOR DEMİŞTİM DİNLEMEDİN. SON PİŞMANLIK FAYDA ETMEZ DEMİŞTİM TINLAMADIN. NE DEDİMSE İLTİFAT DEĞİL, GERÇEK DİYE, HOŞUNA GİTMEDİ. ANLARSIN BİR GÜN DEDİM, DALGA GEÇTİN. İŞ İŞTEN GEÇTİKDEN SONRA ANLARSIN DA, ONU DA BEN ANLAYAMAM. "GEÇER BORUN PAZARI ANCA GİDERSİN NİĞDE'YE." SÖYLEYECEK BİR SÖZÜN OLAMAZ BU DELİYE. Ateş

SEVDİĞİM BİRİSİ "BENİ SENİN KADAR AŞAĞILAYAN HİÇ KİMSE OLMADI" DEMİŞTİ. BIRAKIN AŞAĞILAMAYI İNCİLTMEK AKLIMIN KÖŞESİNDEN BİLE GEÇMEMİŞTİ. OYSA BU KİŞİ DEĞER VERDİĞİM SEVDİĞİM KİŞİLERİN BAŞINDA GELEN BİRİ. DEMEK Kİ DEV AYNASI OLMAMAK SUÇ OLUYOR. BEN SENİN DÜŞMANIN DEĞİLİM Kİ SENİ OLDUĞUNDAN FARKLI GÖSTEREYİM. BİR GÜN SANA GEREĞİNDEN FAZLA İLTİFAT EDERSEM BİL Kİ O GÜN DÜŞMANIN OLDUĞUM GÜNDÜR. Ateş

"GÜLÜ SEVEN DİKENİNE KATLANIR" KATLANIR DA ÖNEMLİ OLAN DİKENE KATLANIP, GÜLE KAVUŞABİLMEK. Ateş

İSTER ARKADAŞINIZ, İSTER SEVGİLİNİZ, İSTER AÇIK İSTER GİZLİ AŞKINIZ, İSTER DOSTUNUZ, İSTER SIRDAŞINIZ, İSTER ANNE BABANIZ, DEĞER VERDİĞİNİZ KİM OLURSA OLSUN GEREĞİNDEN FAZLA DEĞER VERMEYİNİZ. KENDİ DEĞERİNİZDEN KAYBEDERSİNİZ. Ateş

HER YÜZÜNE GÜLENİ, BOLCA İLTİFAT EDENİ DOST BELLEME. DOST, SEVİLMEME RİSKİNE RAĞMEN; DOĞRU NE İSE ONU SÖYLER, KALPTEN SEVER. ASIL DOST KENDİSİNE REVA GÖRMEDİĞİNİ KARŞIDAKİNE REVA GÖRMEYENDİR. Ateş

GERÇEK SÖZLERDEN KAÇANLAR, GÜZEL, SAHTE VE HOŞ SÖZLERE KANANLAR. ASLA ACI GERÇEKLERDEN KAÇAMAZLAR. Ateş

BENİM İÇİN SIFATINIZ NE OLURSA OLSUN. SİZİ KAYBETMEMEK UĞRUNA ASLA YALANA BAŞVURAMAM. SİZLERİ KAZANMAK İÇİN SAHTEKARLIK YAPAMAM. BENİ SEVEN DÜRÜST OLDUĞUM İÇİN SEVSİN SAHTE İLTİFATLAR İÇİN DEĞİL. SAHTE DOSTLAR VE SAHTEKARLIK BENDEN UZAK OLSUN. Ateş

SEVDİKLERİNİZİ YARGILARKEN OLAYLARA KENDİ CEPHENİZDEN BAKMAYINIZ. ALDANIRSINIZ. KARŞIDAKİNİN YERİNE KENDİNİZİ KOYABİLDİĞİNİZ SÜRECE DOĞRU YARGILAMA YAPABİLİRSİNİZ. Ateş

SİZ, SİZ OLUN, OLMAZ ÖYLE ŞEY DEMEYİN. BİR GÜN OLUR, OLUYORMUŞ DEMEK ZORUNDA KALIRSINIZ. ASLA BİRİNİ KINAMAYINIZ. KINADIĞINIZ OLAYIN, BİR GÜN BAŞINIZA GELDİĞİNİ, GÖRMENİZ HİÇ DE UZUN SÜRMEZ. ALLAH ISLAH ETSİN DEYİP GEÇİN. YOKSA, KINADIĞINIZ OLAYLA KENDİNİZ ISLAH EDİLİRSİNİZ. Ateş

"İLTİFAT; YALANIN SÜSLENMİŞ, KILIF GİYDİRİLMİŞ HALİDİR" İLTİFAT ETMEYİ BİLMİYORUM. ÇÜNKÜ YALAN SÖYLEMEYİ BECEREMİYORUM. Ateş

GERÇEKLER DOĞRU VE ACI OLUR. İLTİFATLAR SAHTE VE YALAN. GERÇEKLERDEN KAÇANLAR, İLTİFATLARA SIĞINANLAR, ACI SONDAN KAÇAMAZLAR. KURTULUŞ GERÇEKLERLE YÜZLEŞMEKDEN, İLTİFATLARDAN UZAK DURMAKDAN GEÇER. Ateş

AŞIRI MAKYAJ GÜZELİ ÇİRKİNLEŞTİRİR ÇİRKİNİ GÜZELLEŞTİRİR. Ateş

DOĞRULAR VE GÜZELLİKLER MALINIZ, ÇİRKİNLİKLER VE KÖTÜLÜKLER ÇÖPÜNÜZ OLSUN. Ateş

SİGARA

OĞUZLAR Mayıs 1994

SİGARA

Ahmet ATEŞ Oğuzlar Gazetesi yazı İşleri Müdürü

İçerken güldürür

Sinsi, sinsi öldürür

İçene kendini kahraman sandırır

Şeytani bir zehri andırır

İnsana kendi kendini yandırır

Sigara içmek suç değil

Bıçak taşımakta suç değil

Fakat bıçak ve tabanca

Bir başkasına zarar verince suç

Peki, sigara bir başkasına zarar verince neden suç sayılmaz? Şimdi sormak gerek aklı ve fikri olan herkese. Hangi insanın bir başka insanı zehirlemeye hakkı var? Sigara içme özgürlüğünü savunan vatandaşlara demezler mi ki içenin içme özgürlüğü varda içmeyenin sigara içmeme özgürlüğü yok mu? Sigara içmeyenin sigara içene bir zararı yok. Peki sigara içenin içmeyene neden zararı olsun. Bir resmi daire veya aile düşünün aynı odayı on kişi paylaşıyor. Bunun beşi sigara içiyor diğer beşi içmiyor. Beş kişinin sigara içme özgürlüğü varda diğer beş kişinin sigara içmeme, zehirlenmeme özgürlüğü yok mu? Sigara içmeyen beş kişinin sigara içen beş kişiye zararı yok da, sigara içen beş kişi niye diğer beş kişiyi zehirlesin.

Sigara içenler içmeyenleri zehirleme hakkını kimden ve nereden alıyorlar?

Anti parantez kimse özgürlükten bahsetmesin özgürlüklerde sınırsız değil sınırlıdır. Çünkü bir kişinin özgürlüğünün başladığı yerde diğer bir kişinin özgürlüğü biter. Bitmiyorsa tecavüz olur. Suç teşekkül eder, cezayı gerektirir.

Anti parantez kimse özgürlükten bahsetmesin özgürlüklerde sınırsız değil sınırlıdır. Çünkü bir kişinin özgürlüğünün başladığı yerde diğer bir kişinin özgürlüğü biter. Bitmiyorsa tecavüz olur. Suç teşekkül eder, cezayı gerektirir.

Birde en çok şundan söz edilir. Yahu sigara içen akciğer kanseri, verem ve diğer hastalıklara yakalanıyor da içmeyen yakalanmıyor mu?

Yakalanıyor: Tabiî ki siz sigara içenlerin sayesinde bir ailede bir kişi sigara içiyorsa diğerlerinin ben sigara içmiyorum demesi gerçek anlamda yalan ve yanlış olur. Sigara içen kişi sadece kendisini zehirlemez evdeki hanımını çocuklarını ve diğer fertlerin hepsini zehirlenmeye mahkum eder, onların yanında sigara içtiği sürece.

Şimdi sorarım size hangi babanın kızını, hangi ananın oğlunu, hangi dedenin torununu,hangi tiryakinin tiryaki olmayanı zehirleme hakkı var?

Medeniyet deyince bazıları çıplaklık sanır, asla. Medeniyet bu ve benzeri durumlarda kendini gösterir. Medeni insan başkalarına ve kendisine saygı duyan insandır. Başkalarının haklarını gasp etmeyen temiz insandır. Hoş görülü insandır. Kendi özgürlüğüne sahip çıktığı kadar başkalarının özgürlüğüne sahip çıkan ona saygı duyan insandır.

Bir düşünür medeniyeti şöyle tarif eder. "Medeni insan karanlık da esnerken sol elinin tersi ile ağzını kapayan insandır" der. Tabiî ki bizde olduğu gibi esnerken küçük dilini karşısındakine gösteren değil.

"Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az"

Kimsenin kimseyi zehirlemeyeceği, kişilerin birbirlerine saygılı olacağı,toplum menfaatlerinin ön plana çıkacağı bencilliğin arka planda kalacağı, hoş görülü medeni toplumlara doğru.

Saygı ve sevgilerimle bir sonraki sayıda buluşmak üzere.

Sevgili okurlar Makalenin yayın tarihine bakarsanız bu günkü sigara ile ilgili kanun konusunun alt yapısını görürsünüz o tarihlerde bu yazıyı kaleme almak yürek, bilek ve cesaret isterdi. İlk sigara kanunu bile (Kanun Numarası : 4207 Kabul Tarihi : 7/11/1996 Yayımlandığı R.Gazete: Tarihi:26/11/1996 Sayı: 22829) bu makaleden 2 Yıl 6 Ay sonra çıkmıştır. O gün dile getirdik iki yıl sonra kısmen bugünse tamamına yakını kanuna konmuştur. Eh sağlık olsun 12 yıl sonrada olsa birşeyler değişmiştir. O gün dalga geçenlere duyrulur.

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Takvim